Tehlikeli İlişki
- Beyaz Klinik

- 2 gün önce
- 1 dakikada okunur
Nikotin beyne ulaşır ulaşmaz keyif veren, konsantrasyonun ve hafıza yeteneklerinin artmasını sağlayan dopamin ve noradrenalin salınımına yol açar. Bu keyif verici etkiler, kişiyi sigara içmeye devam etmeye yönlendirir.

Artık günümüzde kesin olarak kanıtlanmıştır;
Sigara içmek tek başına ağız kanseri riskini 10 kat artırır. Başka bir değişle,
ağız kanserli hastaların %90'ı sigara kullanan yada önceden sigara kullanmış kişilerden oluşmaktadır.
Sigaranın içinde nikotin, benzen, formaldehit, polonium-210 radyoaktif elementi, katran gibi kanserojen bir çok madde bulunur.
Nikotin: Bağımlılık yapıcı bir madde olup, tütün ürünlerinde yüksek miktarda bulunur.
Benzen: Kansere yol açabilen bir kimyasal.
Formaldehit: Ağız içi dokulara zarar verebilen bir madde.
Polonium-210: Radyoaktif bir element olup, kansere neden olabilir.
Katran: Tütün dumanında bulunan ve kansere yol açabilen bir madde.
Tütün dumanı, ağız içindeki hücrelerde doğrudan hasara neden olur. Bu hasar, hücrelerde mutasyonlara ve kontrolsüz büyümeye yol açabilir. Sigara içen kişilerde, bu maddelerin sürekli maruziyeti, ağız kanseri riskini önemli ölçüde artırır.
Sigara kullanan kişilerde ağız kanseri riski şu şekillerde artar:
Sigara İçme Süresi: Sigara içme süresi arttıkça ağız kanseri riski de artar. Uzun yıllar boyunca sigara içen kişilerde bu risk daha yüksektir.
Sigara Miktarı: Günlük sigara tüketimi arttıkça ağız kanseri riski de artar. Çok sigara içen kişiler, daha yüksek miktarda zararlı maddeye maruz kalır.
Sigara kullanımının bırakılması, ağız kanseri riskini önemli ölçüde azaltır. Sigara bırakıldıktan sonra hücrelerdeki onarım mekanizmaları devreye girer ve hasarlı hücreler onarılır. Bu süreç, sigara bırakıldıktan sonra birkaç yıl içinde kanser riskinin belirgin şekilde azalmasına neden olur.
Açıklama Dip Not Metin Yazısı: "Bu içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz.”



Yorumlar